Bülten Mevsimsel Raporları
Çadır Höyük Kazı Hakkında Sitesi Kronolojisi
İnteractif Kesiti İnteractif Harita Resimlerde Kazı bir Gün Eserler Fotoğraf Galerileri
Bibliyografya Ekskavatörler Ziyaret Ettiğiniz İçin Köprüler
Üst Düzey Personel Ekip Üyeleri Yerel Ortakları "Cadır's 39" Video
Sponsorlar Destekle Çadır Höyük!
Byzantine Sherds

Sitenin Tarihçesi

Sıcak ve kurak kazı sezonu boyunca, bizim için hayal etmesi biraz zor, kazı yaptığımız bu bölgede bir zamanlar yoğun bir yaşamın olduğunu. Anadolu'nun bu bölgesinde kuraklıktan dolayı bugün tarım biraz zor. Ama binlerce yıl önce burada iki büyük nehir akıyordu; şimdi ise bir kaç ufak çaylar akıyor. Bir zamanlar o nehirler bu alana yeterli su ve yiyecek sağlıyordu. Doğu ile batıyı birleştiren ticaret yolu ve daha az kullanılan kuzey-güney yolu ve bu yollarin merkezinde olan Cadır Höyük ise yerleşim için mükemmel bir konumdaydı. Çadır Höyük'te yaşam M.Ö. 5000 yılından önce başladı.
Bakır Çagı
Güney yamacında çok derin bir sondajın dibinde bulunan deliller, Carbon 14 ile Erken Kalkolitik Dönemine tarihlendirilmiştir. Bunun altında bir Neolitik yüzey (M.Ö. 5500) beklenebilir. Çadır Höyük etrafındaki daha ufak yerleşim yerleri bize gösteriyor, Geç Kalkolitik Dönemi (M.Ö. 3700-3200) dolaylarında Çadır Höyük önemli bir yerleşim merkezine, belki de büyük bir alış-veriş merkezine dönüştüğünü gösteriyor.
Güney yamacındaki açmalarımızda en az bir Geç Kalkolitik eve benzer yapı bulduk; ona ait ev eşyası iyi bir durumdaydı. Aynı yerde herhalde ev olmayan, seramikle ilgili bir daha kompleks bulundu. Bu yapınının içinde, düşmüş ahtadan raf ve üzerinde büyüklü küçüklü muftak aletleri, mesela Omphalos kaseler, Çadır Höyük'te çok bulunan bir form, bulundu.
Çadır Omphalos Bowls
Çukurlu Omphaloslu Kase
Daha tarih öncesi eserler için tıklayınız
Bu yapıların dışında büyük, herhalde onlara ait, meydan yerleri bulundu. Kazı alanındaise taştan platform ve sokak, hem de 1,5 m. genişliğinde, büyük bir taş kapı ile bölünen, taştan yapılmış bir sur ortaya çıktı. Böylesine yapılar, Çadır Höyük'ün tarih öncesindeki siyasal gelişmesini gösteriyor; bunun gibi yapılar yaptırabilmek, bu yerleşimde oturan insanlar çok iyi düzenlenmiştir, ve işçiler üzerinde bir otoriteye ihtiyaçlarıvardı.
Ocaklardaki bitkisel ve havyansal kalıntılar bize gösteriyor ki Geç Kalkolitik Dönem'indeki yiyecek alışkanlığı genelde tarımsal malzemeler ve evcilleştirilmiş havyanlardan (inek, domuz, keçi) oluşmaktaydı. Bir kaç yabani hayvan türü, kemik delillerinde görünüyor. Çadır Höyük'teki topluluk genelde Orta Plato stili seramik ürettiler ama bunlara kendi özelliklerini de eklediler.
Çadır Höyük bu zamanda bağımsızlığından dolayı bölgedeki politik çevreden pek te etkilenmedi. Elimizde, Geç Kalkolitik Anoadolu Platosunda bölgesel aliş-verişte bir güç dengesizliği olduğunu gösteren bir delil yok şimdilik. Topluluklar arasındaki ilişki ortak ve eşit olduğunu tarife edebiliriz. Kafkasya ile olan ilişki ve alış-verişler, höyükte bulduğumuz küçük parçalarla açığa çıkıyordu (seramik parçalar, küçük iğne, taşınabilir ocaklar). Çadır Höyük ve benzer bölgesel yerleşim bulunan Geç Kalkolitik Balkan stillerine benzer buluntular, Orta Plato'da oturan halkarın, Güney Doğu Avrupa ile ilişkileri olduğunu gösteriyor olabilir.
Geç Kalkolitik sonları ve Erken Tunç Çagının başlarındaki geçıs döneminde (M.Ö. 3100) görülüyor ki Çadır Höyük herhangi bir şekilde yıkıma uƃradı. Her iki höyükteki kompleks yangınla tahrip oldu. Çıkıs kapıları duvarlarla örüldü. Daha sonraki inşaat ve seramik yapımında gözle görülür bir gerileme vardı. Mezopotamya'daki Uruk uygarlığının çökmesi ile Çadır Höyük'teki Geç Kalkolitik Çağından Erken Tunç Çağına geçirken görülen zorlukların aynı zamana gelmesi belki de sadece basit bir tesadüf, ama Geç Kalkolitik Çağına ait kazılar gösteriyor ki Güneydoğu Anadolu'da Mezopotamya ile bir ilişki vardı. Uruk ekonomik sistemin Çukurova ya da Orta Anadolu'ya gelmediğini bildiğimize rağmen, Çadır Höyük büyük bir değişim geçirdiği, Uruk uygarlığının çökmesinin bir domino etkisi bölgede yarattığını gösteriyor.
Bronz Çagı
Çadır Höyük Orta ve Geç Tunç Çağlarında (M.Ö. 2000-1100) bir gelişme gösterdi. Bu zaman diliminde Çadır Höyük önceki sınırlarının üzerine çıktı ve etrafındaki alanlar yayıldı. Yerleşim içerisinde höyük daha önemli rol aldı. Kazı yapılan açmalardaki yıkıntılar da bircik mutfak ve ev eşyaları Eski Asur Kolonisi (karum) Çağindan (M.Ö. 2000-1700) Hitit İmparatorluğu'na (M.Ö. 1700-1200) kadar uzanıyor. Bu kalıntılar içinde özellikle bizi ilgilendirenler ise dini ev eşyalarının bulunmasıydı. Bunların en eskisi ise Orta Hitit dönemine (M.Ö. 1500) denk gelmektedir. Bu da bize gösteriyor ki Çadır Höyük önemli bir dini merkez olabilir.
Libation Bowls
Hitit Libasyon Kase
Daha Tunç Çağı eserler için tıklayınız
Muazzam bir giriş kapısı yapıldı bu dönemde; bu da Çadır Höyük'un Hititler önemli için önemli bir şehir olduğunu gösteriyor. Çoğu tepeden aşağı yuvarlanmış ya da yeniden daha sonraki yapılarda kullanılmış kocaman kayalar eskinden beş metre genişliğinde, kuzeye, Hititlerin başkenti Hattuşaş'a 70 km uzaklığında bakan bir Giriş Kapısında kullanıldı.
Çadır Höyük'ün önemi, bulunan dini eşyalar ve höyüğün etrafındaki çoğrafya, bize Çadır Höyük'ün Zippalanda diye eski bir önemli Hitit dini merkezdi olabildiğini gösteriyor. Başka Hitit şehirlerde bulunan çiviyazılı belgeler, Hitit kralın Zippalanda'ya ve onun civarındaki Daha Dağına, Zippalanda Fırtına Tanrısının kutsal ayinlerine katılmak için dini yolculuklarını tarife ediyor. Göz alıcı giriş kapısı bize Çadır Höyük'ün Zippalanda kadar önemli bir dini merkez olduğunu gösteriyor. Ayinlerde kullanılan kaseler ve dini figurinler önemli bir etken olduğunu gösteriyor. Eğer Çadır Höyük'ün ismi gerçekten Hitit zamanlarında Zippalandaydı ise, bölgedeki diğer kalıntılar bizim Hitit çoğrafyasını anlamamıza ugyun geliyor. Çadır Höyük'ün civarındaki Çal Tepe'nin zirvesine yakın yerdeki 40 metreye 80 metrelik taş kalıntılar belki de Hitit Kralı'nın dini ayinleri yönettiği tapınak olabilir.
Demir Çagı
Bügüne kadar kazılarımız Çadır Höyük'e Hitit İmparatorluğu'nun çöküşünden (M.Ö. 1200) hemen sonra neler olduğu hakkında çok az bilgiler veriyor. Demir Çagına ait desenli seramik M.Ö. ikinci binyıl yakınında bulundu, ama Demir Çagı'na ait yapıları bulmak için daha derinlemesine kazılar yapmalıyız.
Spindle Whorls
Ağırşaklar
Daha Demir Çağı eserler için tıklayınız
Daha keşfedilmemiş çok sayıda Orta ve Geç Demir Çagı'na (M.Ö. 1000-300) ait yapilar var. Bu yapılar ya eski yapıların üzerine yapıldı ya da büyük giriş kapısı hala ayaktaydi Geç Demir Çağı'na kadar. Bu Demir Çağı'nin kalıntıları arasında Frigyalılara ait tasarımlarla boyanmış seramik parçaları buluyoruz. Biz ayrıca atölye bir yer ortaya çıkardık; bu alan büyük bir ihtimalle deri ve tekstil ürünlerinin işlendiği bir yerdi. Bu yerde bir kaç (kırıldıktan sonra) işlenmiş seramik parçalar bulduk. Bunların bazısı herhalde Çadır Höyük'te yapılmış ağırşaklar, ve tezgah ağırlığı, ve bir metal çengel. Eğer Çadır Höyük'ün eski ismi gerçekten Zippalanda ise, Demir Çagı'ndaki Çadır Höyük ile Hititler arasında bir devamlılığın olduğunu bize gösteriyor.
Helenistik/Roma/Bizans Donemi
Kazılar sırasında Helenistik ve Roma dönemine ait seramik kalıntılar elimize geçti, ama bu dönemlere ait gerçek yerleıim yerlerini daha keşfetmedik. En çok göze çarpan binalar ise Bizanslılar (M.Ö. 500) tarafından uyarlanmış ya da eskilerinin yerine yapılar yapılmış. Çadır Höyük Bizans döneminde kıyı seridindeki şehirler kadar gönençli değildi, ama tartımla uğraşan İç Anadolu topluluğu olarak durumları iyiydi. Çadır Höyük daha da genişledi. Şehrin dış duvarları bugün bile görülebilir. Düzenli taş temeller, iyi yapılmış kaldırımlar, ve planlı şehir alanları bulunur. Afrika'dan ithal edilmiş mutfak eşyaları ya da onların çok iyi taklitleri bize Çadır Höyük'te refah bir hayat tarzı sürülüğünü gösteriyor.
Bizans döneminde, höyük, insan tepesinden uzaktan her şey görebildiği için, herhalde yalnız kale olarak kullanıldı. Höyüğun yokuşlarında Bizans yapıları hiç bulunamadı şimdiye kadar. Tepedeki Orta Bizans dönemine ait yapılar bir kastron'a benziyor, yani askeri ve idari yapılı bir savunma merkeziydi. Bu zamanlarda Çadır Höyük işgal edildi mi, ya da ileri karakol garnizon ya da güvenli bir sığınma merkezi olarak mı kaldı? Halen keşfedilmeyi bekliyor.
Çadır Höyük'ın iyi talihi yavaş yavaş kayboldu. Sekizinci yüzyıldaki Arap istilası büyük bir ihtimalle buradaki yaşamın akisini değiştirdi. Binalar güzel inşa edilmedi, seramiklerin kalitesinde gözle görülür düşüş oldu. Bundan sonraki yıllarda insanlar büyük bir ihtimalle tehdit ve korku içinde yaşadı. Onbirinci yüzyıl civarlarında güzel, ince yapılmış çanak bulunmadı ve inşa çabuk, iyi olmayan şekilde edildi. Selçukluların Anadolu'yu fethetmesi Çadır Höyük'un kaderini belirledi. Bizans Generali Samuel Alusianos'un bir mühürü (Malazgırt'te Selçuklulara karşı savaşacak general) Çadır Höyük'un hiç olmazsa 1071'e kadar ayakta kaldığını doğrulamıştir.
Seal of Samuel Alusianos
Samuel Alusianos bir Mühür
Daha Bizans eserler için tıklayınız
Ama bundan kısa bir süre sonra durumun kötüleşmesi bir çöküşe dönüşmuştür.
Yine de bir kaç ipucu bize burada kuşatmanın olduğunu göstermektedir. Başka bir olasılık ise Çadır Höyük'teki insanlar kuşatmadan önce Çadır Höyük'ü terk etmiş olması. Burada zirveye yakın bir yerdeki binada bazı hayvan iskeletleri bulunmuştur, ama hiç bir insan iskeletine rastlanmamıştır. Belki de buradaki insanlar geri dönmeye niyetliydiler, ama Selçukluların Anadolu'yu fethetmesi yüzünden bunu gerçekleştiremediler. Göçebe Türklerin Çadır Höyük'ü fethetmek gibi bir düşünceleri yoktu. Çadır Höyük terk edilmiş bir şekilde kendi kaderine bırakıldı. Yıllar onyıllara dönüştü, binalar harabeye donüştü; önyıllar yüzyıllara dönüstü ve kalıntılar yavaş yavaş toprak altında kalmağa başladı. Bu da bizi buradaki tepenin (Çadır Höyük) bugünkü durumuna getiriyor. İyi korunmuş bir zaman kapsülü 6000 yıllık bir tarih sırlarının çözülmesi için bekliyor.
Cadir Hoyuk
T. Buttram tarafından tasarlanan ©2008-2013